10 Kasım 2016 Perşembe

Estonya Seyahati

Eğitim için gittiğim bir haftalık Estonya'da başkent Tallinn'de ikamet ettim. İlk yurtdışı seyahatim olduğundan biraz heyecan biraz da çekimserlik vardı doğal olarak. Benim için güzel bir tecrübe olacağından dolayı sevinçliydim. Uçak seferi cumartesi günü olduğundan pazar günü ve eğitim sonrası akşamları gezme imkanı buldum. 5-6 milyon nüfuslu başkent Ankara'dan sonra 400 bin nüfuslu başkent Tallinn oldukça küçük ve sakin gelmişti ama bu sakinlik huzur vericiydi gerçekten.

Gitmeden önce yemek vb konular üzerinde endişelerim yok değildi ama oraya varınca çokta dert etmemek gerektiğini öğrendik orada çalışan bir akadaşımızdan.Cumartesi akşam yemeğinde Vapiano'da makarna yediğimde Türkiye'deyken dışarıda makarna yemediğimi farkettim, gerçekten güzeldi. Benden bir iki gün önce giden arkadaşımın da keşif çalışmaları sonrası bir iki kebapçı olduğunu da öğrenince yemek konusunda derdim kalmadı. Hatta üzerine tatlıcımızın da Faruk Güllüoğlu olduğunu öğrenince daha da keyiflendim.

Eski Şehir (Old Town) olarak adlandırılan tarihi mekana yakın bir otelde kaldığımdan birçok yere yakındım.

Resim 1: Otel Odasından Alexander Kilisesi

Resim 2: Old Town Yukarıdan Görünüm

Pazar günü Açık Hava Müzesini gezmekle başladık. Gerçekten çok güzel yapmışlar burayı. Eski zamanlarda yapılmış yapıları buraya taşımışlar. Bu sayede farklı dönemlerde yapılmış evleri görme imkanınız oluyor. Orada çektiğim birkaç fotoğrafı paylaşmak daha da açıklayıcı olacaktır.

Resim 3: Açık Hava Müzesinden

Resim 4: Açık Hava Müzesinden

Resim 5: Açık Hava Müzesinden

Resim 6: Açık Hava Müzesinden

Resim 7: Açık Hava Müzesinden

Resim 8: Açık Hava Müzesinden

Resim 9: Açık Hava Müzesinden

Resim 10: Açık Hava Müzesinden

Paylaşılacak daha çok resim var bu müzeden ama şimdilik bu kadar yeter diye düşünüyorum. Orman içinde temiz bir hava içinde sonbaharın güzelliğini yaşayarak gezmek insana can veriyor. Eğer bir gün imkan bulur da bu şehre gelirseniz kesinlikle Açık Hava Müzesini gezmeyi ihmal etmeyin derim.

Merkezdeki otellerden biri olan Radisson otelde kalmasanız bile 24. katındaki restauranta çıkmanızı tavsiye ederim, fiyatı beklendiği kadar yüksek olmamakla birlikte güzel bir manzaraya sahip bu mekana uğramalısınız.

Vapiano'ya uğradığınız da güzel bir makarna ya da pizza yedikten sonra üzerine orada İngiliz Kahvaltı Çayı diye adlandırılan ama bizim siyah çaya benzeyen çaydan içmeyi unutmayın derim. Orjinal bir sunumun lezzetle buluşması tüm günün yorgunluğunu alıyor.

Resim 11: İngiliz Kahvaltı Çayı

Şimdilik bu kadar paylaşım yeter devamı sonra gelecek.. :)Resim 11: İngiliz Kahvaltı Çayı

Şimdilik bu kadar paylaşım yeter devamı sonra gelecek.. :)